Jump to content

User:MD. Ariful Islam Taiob Sujoy

From Wikipedia, the free encyclopedia

Nigaban or Nigeban (Nigehban) Clan details ::::::

//বাংলা ভাষায় বিস্তারিত দেখতে একদম নিচের লিংকে ক্লিক করুন

Nigaban or Nigeban (Nigehban), which means Persian guardian, guardian,,, English meaning protector,,,,, king of Hindi, meaning, he has a honorable title, which means "bekçi baba" meaning "guardian father". Later, several agencies or organizations were formed in Turkey with the same title. But they are not of this tribe or tribe. But the Nigaban or Nigeban surname bekçi baba ,,, is using the parent of the money guardian. The first organization created by them was Father Osmanlı Meslek Bekçi Baba Edt Mf whose Turkish name is Baba Edt Mf.

The Nigaban or Nigeban is the old Turkish state or "warrior clan" in history before the Ottoman Empire. Whose origin is "Anatolia". Who occupy the most important place in Turkish history. Later on in the Ottoman Empire, they made significant contributions to the Turkish army "Janissari". But today they are on the verge of extinction. It is estimated that there are 1 in 30000000 that carry Nigaban or Nigman surname. There are few survivors in Barisal in Bangladesh.

How they came to India in the then,,,, some hints of ...,, Ralamb's Ottoman Costumes Book (1658) ..... Links and screen markings are underlined or underlined. Which indicates the Turkish authorities, occupations and people ... The book is written in Indian ink.

No details on Google. I got so much information that they have a connection with the Turks. Then the rest of the information in the Turkish history and political books matches.

Below are some parts of the Turkish book and the link is given below ::::

Pâsbân-ı Nigehbân-ı  stanbul (Bekçi ve Koruyucuları) 50  Esnafı Neferât on iki bindir, kırk bindir derler  ancak fart-ı kelâmdır (abartmadır). 300 askeri eski ve  yeni bedesten bekçileridir ki gedikli maalı adamlardır. Dierleri her  gece sabaha dek stanbul içre nöbet bekler. Bu esnaf subaıya tabi olduundan ordu alayında günün aydınlıında  ellerinde çeit çeit sanatlı fenerleri yakıp balmumu ve türlü türlü mumlar yakıp ellerinde ucu demirli sopalar ile  bellerinde kılıçlar, ok ve yaylar ile palas palas elbiseler giyip balarında korkutucu, acayip görüntülü kurt derilerinden taçlar, çeit çeit sivri külahlar giyerek birbirlerine  sopa atarak sanki hırsız kaçarmı eklinde “Bre koma, katı ha, vardı ha, bre koma gitti gidi, vardı gidi ite gidi” diye bazı seyircileri gösterirler. Seyirciler arasına o acayip  görüntü ile girip halkı korkuturlar, hem halkı iki tarafa açarlar, çeitli aka ederler. Bunların piri Divâne Hürûm’dur, Selmân, Hz. Ali huzurunda belini baladı. Bahr-i Umman’ın Lahsa tarafında gömülüdür. Yukarıda  sayılan türlü cinsten askerlerin asla dükkân ve tezgâhları yoktur. Ancak slâm ordusu yerini temizleyip emniyet için ileri giderler, zira bir diyarda ve bir orduda ibtidâ hâkim [155b] ve hekim olmasa o orduya girmek  tamamen hatadır. Hâkim cihanın canıdır. “Sultânlar olmasa insanlar birbirlerini yerler” sahih hadisi mazmumunca (meal, sanatlı sözler) bir diyarda hâkim olmasa âlem halkı birbirini yerler, onun için önce askerî taifesi gidip bekçiler  slâm ordusunun dört tarafında bekçilik etmeye me’murlardır. 50 Eski Türk devletlerinde de varlıını bildiimiz gece bekçileri, nöbetçiler, kapıcılar Osmanlı Devletinde stanbul'un günlük hayatında, dirlik ve güven bakımından asırlar boyunca o kadar  önemli bir yer almıtır. Cumhuriyet devrinde bekçi, üniforma giydirilmi, ücretli, aylıklı ve kaymakamlıklar tarafından tayin edilir, bir polise yardımcı, bir zabıta memuru olmu, hizmet ettikleri mahalle veya semtin polis karakoluna balanmıtır. Bekçilerin bekçilik  vazifesinin dıında halkla hiçbir teması kalmamıtır ve mahallenin gediklisi olmaktan çıkmıtır. Edebiyatımızda zengin hatırası olan, stanbul'un eski mahalle bekçileridir; Anadolu'dan gelen, salam ve müheykel vücut yapısına sahip, salam iffet ve namus kefaletine  balanmı ve mahallenin malı olmu, mahallenin hariminde bir bekâr uaı olarak yerlemi, arada sılaya giden, yerine kefili olduu birini bırakan, mahallenin besledii; malını, canını, ırzını hüzün kalple emanet ettii eski bekçiler, öylesine ki stanbul'da müterek unvanları “bekçi baba” olmutu.  stanbul Polis Mektebi müdürlüünde bulunmu Mustafa Galib Bey'in “Nizâmât-ı Umumiye-i Zabıta” adındaki eserinde (eserin neri tarihi rumî 1337, miladî 1921) çarı ve mahalle bekçileri hakkında 29 nisan 1330 (miladî 12 mayıs 1914) tarihli bir muvakkat kanun sureti vardır ki, ananelere dayanan eski  mahalle bekçiliinden zamanımızdaki bekçi nizamına bir geçi devrinin vesikasıdır. Dört maddelik bu muvakkat kanunun metni udur: “Madde 1: ehir ve kasabalarda çarı ve mahalleler için bekçi istihdamı mecburîdir. Madde 2: Çarı ve mahalle bekçilerinin yirmi be yaından aaı ve altmı yaından yukarı  olmaması ve bir gûna cinayet ve muhil-i namus ve iffet ve cünha ile mahkûm ve sû-i hâl ve hareketle mütehir bulunmaması arttır. Madde 3: Bekçilerin memuriyetleri stanbul'da polis müdürü ve vilayetlerde en büyük mülkiye memurlan tarafından tasdik edilmek üzere sureti intihabı ile bunlara verilecek  ücretin miktarının tayini, ne tarzda verilecei, bu ücretin nereden ve ne suretle toplanacaı, her yerin örf ve teamülüne ve ihtiyacına göre o yerin meclisi umumîsine bırakılmıtır. Bekçi ücretinin toplanmasında Tahsil-i Emval Kanunu'nun hükümleri tatbik olunur. Madde 4: Çarı ve mahalle bekçileri mahallî zabıtanın  nezareti altında o


To see the pictures and references click the link (below)::::

[1]



The essence of what is being understood from the Google translate is the underline and picture of the ancestors in the picture above.


Note:::: Search on Facebook to find out how many people there are in the world called Nigaban or Nigeban and easily survey their place of residence.



If you want to know details in Bangla ::::


[2]



link of Bangla Wikipedia :::

[3]